Kısa Sinema Müsabakası heyet lideri Hale Soygazi, başvuran sinemaları çok beğendiklerini söyleyerek “Kısa sinemaları çok severim. Kısa sinemalar, sanatçı hassaslığı ve zanaatkârlığı isteyen işler. Uzun metrajdan daha güç bence. Sinemacıların mesleğe giriş yolu’’ dedi.
‘BÜTÜN BAYAN ROLLERİ KLİŞE’
Sinemada ve dizilerde bayan erkek eşitliği sorusu üzerine ise Soygazi, dizilerin belirli formatı ve öykü kalıbı olduğunu belirterek “Bütün bayan rolleri klişe. Kıssaları yok. Yansımıyor. Hepsi birbirinin aynı’’ dedi.
Soygazi, sinemada prodüktörlerin genelde erkek olduğunu söz etti ve ‘’Kadın prodüktörler bizim sinemamızda çok fazla değil. Çoğunluk erkektir. Dünyada da o denli. Sinemalar de erkek kahraman üzerinden gidiyor. Bayan da o kahramanın eşi oluyor. Sinemamızda 90’larda bayan furyası sinemaları oldu. Atıf Yılmaz’ın sinemaları oldu. Şu an bilhassa bayan sinemaları yok. Bayan sinemaları olmadığı üzere, bayanın çok çeşitli anlatıldığını da düşünmüyorum. Tekrar klasik rollerde maalesef. Bayan sinemacılar ve senaristler arttı ve bu bizim sinemamız için yeterli bir. Bayanlar klişe halinde sunulduğunda bu zenginlik kazandırmıyor sinemamıza. Yeni sinemacılar tahminen bu türlü şeyler yapabilir. Bayan haklarından kelam ediyoruz, uğraş ediyoruz. O denli bir noktaya geldik ki… Eşitsizlik, ayrımla çaba derken artık galiba bayanların insan hakları uğraşı olacak” dedi.
Jüri üyesi ve direktör Ezel Akay’da kısa sinemaların gişe korkusundan uzak yapılan bir sanat kolu olduğunu söyledi. Akay, “Gençlerin dünyayı nasıl algıladıklarını görmek için çok değerli. Sosyologların izlemesi lazım. Bu şenlikteki sinemalar bana, aileyle herkesin başının kaygıda olduğunu gösterdi. Sinemalara ve öykülere bakarak toplumun ne durumda olduğunu anlamak mümkün’’ dedi. Kesimde bayan erkek istikrarı ile ilgili ise “Özellikle dizilere baktığımızda bayan senaristler ve bayan direktörler var. Kesimimizi dönüştüren muazzam bir dizi kesimi var. Bir sinemaya baktığınızda bayanın yönettiğini anlamanız mümkün. Bayan direktörlerin sinemasını takip etmeye çalışın. Bayanların özgürleşmesi, dünyanın zenginleşmesi demek. Bayanların erkeklerle birebir alanda var olması kültürel ve sosyolojik zenginliği sağlar’’ sözlerini kullandı.
Oyuncu Güven Kıraç, kısa sinemaların uzun metraj için geçiş yolu olduğunu belirtti ve “Ömrü boyunca sırf kısa sinemalar çekenler de var. Hayatını kısa sinemalar yapmak üzerine adamış sinema seyahatini bu kulvardan götürenler var. Sinema hangi metrajda olursa olsun sinemadır. Sinema âlâ ki var” dedi. Kıraç “Kadın ve erkek sorununun binlerce yıldır başka ayrı konuşulması bana çok abes ve tuhaf geliyor. Çok ağır geliyor aslında. Ar duyuyorum bundan” dedi.
’YIL 1974 – TANJU OKAN ŞARKILARI’
Jürinin söyleşisi sonrası Hakan Meriçliler,“Tanju Okan”ın birinci kere sahneye taşındığı “Yıl 1974 – Tanju Okan Şarkıları’’ ile sahne aldı. Yazan, yöneten, sahneleyen, söyleyen ve anlatan olarak Hakan Meriçliler imzası taşıyan aktiflikte Tanju Okan’ın unutulmaz müzikleri; Berktay Akyıldız eşliğinde seslendirdi.