Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine sonrası yaptığı açıklamada Akbelen’deki bölge halkı ve ömür savunucularını “provokatif marjineller” olarak nitelendirmesine de atıfta bulunan Can Atalay, “Kriminalize eden bu yaklaşımı Seyahat direnişinden hatırlıyoruz” sözlerini kullandı.
CHP’nin davetiyle Akbelen gündemiyle harikulâde toplanan TBMM Genel Konseyi’nde, müzakerelerin akabinde muhalefetin verdiği genel görüşme önergeleri AKP ve MHP oyları ile reddedildi. TBMM Genel Şurası, tekrar tatile girerek çalışmalarına 1 Ekim’e kadar orta verildi.
Genel Kurul’da Akbelen için rastgele bir sonuç elde edilemezken, hala Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Türkiye Emekçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili ise Akbelen için bir mektup kaleme alarak, milletvekillerine davet yaptı.
Atalay, Meclis çatısı altındaki tüm milletvekillerini Akbelen direnişine katılmaya davet etti. Tutukluluğunun hukuksuzca devam ettiğini, bu nedenle oturumlara katılamadığını söyleyen Atalay’ın mektubu şöyle:
‘BU YAKLAŞIMI GEZİ’NDE HATIRLIYORUZ’
“Bugün Meclis, Akbelen Ormanı’ndaki büyük kıyıma karşı harikulâde toplanıyor. Ülkenin derin ekonomik kriz yaşadığı, varlıklarının yağmalandığı, emek sömürüsünün derinleştiği bu şartlarda Meclis’in üç ay tatile çıkabilmesi başka bir tartışma konusu olarak durmalı.
Akbelen Ormanı’nı yandaş şirketler eliyle kömür çıkartmak için yok edenlerin Soma’da, Amasra’da ve öbür birçok toplumsal cinayette aldığı tavrı da görmüştük. Soma’da kömür madenleri, hayat alanlarını yok etti ve tarımın tasfiyesine sebep oldu.
Akbelen’de yürütülen faaliyet de ömür alanlarını yok edeceği üzere pak suyu, tarımı ve bölgedeki köy nüfusunu yok edecektir. Bütün bu yanlışa karşı durmayı kriminalize eden bu yaklaşımı ise Seyahat direnişinden hatırlıyoruz.
Aynı anlayış vekili olduğum ve sarsıntının yıkımıyla boğuşan Hatay’da zeytinlik alanların yok edilmesi teşebbüsünde de görüldü. Zelzelesi dahi bir rant vesilesi görenler hiçbir pahası dikkate almamaktadır.
‘KÖMÜRDEN ÇIKMA’ TAAHHÜDÜ UNUTULDU’
‘Çevrecinin daniskası’ olanlar Paris İklim Anlaşması’na kömürden çıkmayı da taahhüt ederek girdiler. Bunun karşılığında ise 3 milyar 157 milyon dolar fon alınmıştı. Cumhurbaşkanı bu fon için Dışişleri Bakanı ve Etraf ve Şehircilik Bakanı’nı “ucuz kredi” buldular diye tebrik etmişti. Bakanlığın ismine “iklim değişikliği” eklemiş olsalar da “kömürden çıkma” taahhüdü unutuldu, çevresel yağma son süratle devam ediyor.
Gezi’de olduğu üzere Akbelen’de de hayat alanlarını savunmaktan, ülkesel varlıkların talanına karşı durmaktan geri durmayacağız.
Bugün hukuk yok sayılarak tutulmaya devam ettiğim Silivri Cezaevi’nde olmam sebebiyle Meclis oturumuna katılamıyorum. 599 milletvekili ile toplanan Meclis’i Akbelen’e sahip çıkmaya çağırıyorum.”