Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan kabine toplantısı, sona erdi.
Beştepe’deki toplantı, saat 15.50’de başladı. Toplantı yaklaşık 3 saat 20 dakika sürdü.
sürdü.
Erdoğan toplantının ardından basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
TARİHİ FIRSATI HEBA ETMEYECEĞİZ: “14-28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyla 31 Mart 2024’teki mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz. Gerçek belediyecilik hizmetlerinden mahrum kalan şehirlerimiz için önümüzdeki seçimler fırsattır. Milletimizin de desteğiyle bu tarihi fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz.
NİHAİ KARAR MECLİS VERECEK: (İsveç’in NATO’ya üyelik süreci) Meclis’in açılmasıyla birlikte üzerimize düşeni yapacağız. Nihai kararı verecek merci TBMM’dir. Bizim hiçbir ülke ile çözülemeyecek sorunumuz yoktur. Diyalog ve diplomasiye alan açıldığı taktirde yanlış anlaşılmaların giderileceğine inanıyoruz. Son 21 yılda bunu pek çok kez başardık. Nice engeli aştık. Aynı başarıyı bugünde yakalamamızın önünde hiçbir mani bulunmuyor. Hem ülkemizin hem de AB’nin çıkarına olacak bu hamlelerin müspet neticelerini inşallah yakında göreceğiz.
AB’DE İLERLEME SAĞLAMAK İSTİYORUZ: Avrupalı dostlarımızla yaptığımız görüşmelerden ümitvarız. AB’ye tam üyelik sürecimizin canlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vatandaşlarımıza vize serbestisi gibi temel başlıklarda artık ilerleme sağlamak istiyoruz. Hem ülkemizin hem de Avrupa’nın çıkarına olacak bu hamlenin meyvelerini inşallah yakında göreceğiz.
ADADA ÇÖZÜMDEN KAÇMAYIZ: (KKTC ziyareti) Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası ve pistinin açılışıyla idrak ettik. Ercan Havalimanı’nın Kıbrıs Türk halkına hayırlı olmasını diliyorum. Biz adanın gerçekleri temelinde hiçbir zaman çözümden kaçmadık. Kıbrıs adasının kalıcı ve adil barışa kavuşması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz. Bu konudaki samimiyetimizi Annan Planı dahil şimdiye kadar ki, tüm süreçlerde gösterdik, gerekirse yine gösteririz. Bunun için karşımızdakilerinin de dayatmalarda ısrar etmek yerine sahadaki durumu kabullenmesi gerektiği açıktır.
DEPREM DÜZENLEMELERİ: 6 Şubat’ın meydana getirdiği felaket, fatura unutulabilir mi? Şehitlerimiz, gazilerimiz unutulabilir mi? Gerçekleştiği alan ve etkilediği nüfus bakımından tarihimizin en büyük afeti olan depremlerin üzerinden henüz 5,5 ay geçti. Afetin etkilediği şehirlerimizde acil yıkılması gereken ve ağır hasarlı binaların enkazlarını tamamen kaldırdık. Orta hasarlı binalarla ilgili çalışmalar sürüyor. Bölgede 872 bin bağımsız bölüme sahip 311 bini aşkın binanın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. 180 bin civarında konut ve köy evinin inşa süresi başlamıştır. Hızla inşa çalışmalarına geçilmektedir. Şu an itibariyle köy evlerinden hak sahiplerine teslim edilenler var. İnşallah sonbaharla birlikte konutları vatandaşlarımıza peyderpey teslim etmeye başlayacağız. Vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda yerinde dönüşüm çalışmalarımızı başlattık. Projeye 83 binden fazla başvuru oldu. Depremden hemen sonra ilan ettiğimiz mücbir sebep uygulamasıyla afetzedelerimizin yükünü hafifletmiştik. Mücbir sebep düzenlemesini, depremde en çok yıkıma uğrayan Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya ile Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde devam ettireceğiz. Kısa çalışma ödeneğini 3 ay süreyle uzatıyoruz. Ödenekten 115 bin insanımızın istifade etmesini sağlayacağız.
ENFLASYONLA MÜCADELE DEVAM EDECEK: Zamana ve şartlara göre kullanılan araçlar farklılaşsa da menzile varmamız gereken hedefimiz değişmemiştir. Bu adımların faiz, kur ve enflasyon üzerindeki hedefleri ülkemizin olumlu gelişimine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bugünkü sıkıntıların üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi politikasını, dünyadaki benzer politikalardan ayıran çok önemli bir özellik vardır. Önceliklerimizin en başında istihdamın geliyor olmasıdır. Türkiye’nin maruz kaldığı onca sıkıntıya, saldırıya, felakete rağmen her alanda dimdik ayakta kalmasının gerisinde bu politika vardır. Ülkemiz ekonomisini sonuçlarla uğraşarak değil sebeplere inip onları ortadan kaldırarak büyüttük, geliştirdik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. İstihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek, finansal düzenlemeyi sağlayacak tedbirleri alacak, sonuçlandıracak, ortaya çıkan zenginliği milletimizin her bir ferdine yayacak politika izliyoruz. Önümüze çıkan zorluklar var. Her şeyden önce sadece arz talep ilişkisi üzerine kurulu iktisadi teorilerin ülkemizde tam karşılık bulamadığı bir gerçektir.
VERİM VE TASARRUF EKONOMİSİNDEN YANA OLALIM: Küresel ekonominin dümenini elinde tutan güçlerin siyasi görüşlerin ekonomik mantığının önüne geçmesidir. Siyasi, ekonomik, askeri olarak güçlenen bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden de sürekli gizli, açık engellemelere, kural dışı uygulamalara maruz kalıyoruz. Kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır. İnsanımızın tasarruf alışkanlığında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Önemli bir kısmı da yastık altında duran varlıkların iktisadi işleyişe, istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Milletime sesleniyorum, gelin biz verim, tasarruf ekonomisinden yana olalım. İsraf ekonomisini bir kenara koyalım. Bunun ne devlete ne milletimize faydası yoktur.
HAK ETTİĞİ YERE GELMESİNİ ENGELLİYOR: Gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hale gelmesi üretim artışının hak ettiği yere gelmesini engelliyor. Siyasi kaygılarla serdedilen sözde değerlendirmenin yaşanan çözümlere zerre kadar faydası vardır. Türkiye gibi rezerv para, petrol, doğalgaz gibi karşılıksız gelir kaynaklara sahip olmayan ülkenin tercüme değil telif iktisadi analiz ve çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Biz yaşadığımız tecrübeler ışığında ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çıkış yolu olmadığına kanaat getirdiğimizi için kendi politikamızda ısrar ediyoruz. 21 yılda eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma, enerji, konut başta olmak üzere tüm alanlardaki yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici gücüdür.
ZAM TALEPLERİ: Kamu işçisini ve memuru nasıl ortada bırakmadıysak, çalışanından emeklisine hiç kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz. Bütçeyle ilgili çalışmaların semeresini gördükçe, kendini mağdur hisseden tüm kesimlerin gönlünü alacağız, bunu yılbaşı civarı neticelendirmeyi planlıyoruz.”
Ayrıntılar geliyor…