Akdeniz’de geçen hafta ortalama yüzey sıcaklığının tüm vakitlerin en yüksek düzeyi olan 28,4 dereceye ulaştığı açıklandı. Tüm vakitlerin rekoru olarak gösterilen bu ölçüme yönelik TÜDAV ve European Greens ikazda bulundu. Geçen hafta yapılan ölçümlere ait TÜDAV’dan yapılan açıklamada, “Akdeniz’in ortalama yüzey suyu sıcaklığı daha evvel hiç görülmemiş bir düzey olan 28,4 dereceye çıktı. Bu durum, deniz hayatını önemli formda etkileyerek çeşitlerin yok olmasına potansiyel olarak yol açabilir” denildi.
European Greens’ten yapılan açıklamada ise “Bunun deniz ömrü üzerinde değerli bir tesiri olacak ve tiplerin kaybına yol açacaktır. Denizlerimizi ve okyanuslarımızı korumalıyız ve deniz biyoçeşitliliğini korumalıyız” sözleri kullandı.
‘ŞAŞIRMIYORUZ, HER SENE REKOR KIRILABİLİR’
TÜDAV Genel Sekreteri Dr. Sibel Sezer, Akdeniz havzasının iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ve etkilenecek sıcak noktalardan biri olduğunu belirterek, “Akdeniz havzasında da Doğu Akdeniz en kırılgan niteliğe sahip. Münasebetiyle bunların hepsi önemli risk, bu ısı artışı bize senaryolarda da gösterilen bir olaydı. Bunlara şaşırmıyoruz, her sene gitgide bu rekor daha da kırılabilir” dedi.
‘DENİZLER ÖNEMLİ RİSK ALTINDA’
İklim değişikliğiyle birlikte ekosistem üzerindeki tesirlerinin azaltılması gerektiğini söyleyen Dr. Sibel Sezer, “İklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki tesirleri Akdeniz’de olumsuz zira bir sefer Akdeniz’deki sıkıntılar iklim değişikliğinin yanı sıra bir sürü mahallî baskı da var. Çok avcılık, atıklar, kıyı dolgu alanları, taban tarama üzere hem iklim değişikliği hem de bu mahallî baskılarla denizlerimiz önemli risk altında. İklim değişikliği, yalnızca deniz yüzeyinde değil, derin denizi de her şeyi de etkileyen bir husus” diye konuştu.
‘YERLİ CİNSLER RİSK ALTINDA’
Akdeniz havzası için global hesaplar olduğundan bahseden Dr. Sezer, ısının bugünkü düzeylerin üstünde çok daha artacağını bildirdi. Dr. Sezer, “Dolayısıyla bizim hazır olmamız gerekiyor. İklim değişikliği ile birlikte yaz yağışlarında azalma görülecek. Göller ve rezervlerdeki su düzeyleri düşebilir, kuraklık artabilir. İstilacı tipler, doğal alanları dışındaki bir yere girip, oradaki biyoçeşitliliği olumsuz etkiliyor. Bunlar gelince tabi bizim kendi mahallî tiplerimiz risk altında. Bu sıcaklık artışında lokal cinslerin coğrafik dağılımı değişiyor. Yerli olmayan çeşitler Akdeniz’e geliyor ve yerli tipler risk altında oluyor. Denizanaları, aslan balığı, balon balığı her yerde görülüyor artık” sözlerini kullandı.
‘DENİZANASI ARTARSA TURİSTLERİ YAKAR’
İstilacı çeşitlerden denizanalarını örnek veren Dr. Sibel Sezer, şu ihtarlarda bulundu:
“Denizanası zehirli olabilir, görülünce bize çabucak fotoğraf çekilip, gönderilmesini istiyoruz. Daha çok araştırma yapılması gerekiyor ve bizim dataya gereksinimimiz var. Denizanası artarsa turistleri yakar, maalesef artık Akdeniz ve Ege’de görülüyor. Denizanası yakarsa yanlışsız tedavi edilmesi gerekiyor. Sabunlu suyla yıkamak değil. Şayet bu yabancı cinslerde çok artış olursa artık denizler turistlere tahminen de çok cazip olmayabilir. Turizm ve balıkçılık bölümleri etkilenebilir. Münasebetiyle ivedilikle data toplama olayına başlanmalıdır. İzleme ağı kurulmalı ve bilgi toplanmalı. Bilimsel çalışmalar artırılmalı ki olabilecek değişikliklere hazırlıklı olalım. Bizi neler bekliyor, bunu anlamalı, çalışmalı ve ona nazaran de önlem almalıyız ve bu çalışmaların sonucunda bir strateji belirlememiz gerekiyor. Bunlar zati Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yapılan çalışmalar lakin hızlandırılmalı ve denizlerin de içine katılması gerekiyor.” (HABER MERKEZİ)